Mutluluk?
Mutlu olunan durum, şey, kişi-ler, maneviyat, maddiyat, aşk, sevgi....
Peki mutluluğu;
Biz mi buluruz?
Biz mi keşfederiz?
Aslında hep içimizde midir?
Mutluluk hiç gitmeyen bir şey midir?
Ya mutsuzluk?
Mutluluğun tam tersi, mutlu olmama durumu, nefret, hayal kırıklığı, aldatılma...
İnsan mutsuzluktan da mutluluk çıkarabilir mi?
Çıkarabilmeli. Evet bunu yapabilmeli. Peki nasıl yapabilmeli?
Çok değer verdiğim bir dostumla uzun uzun yaptığımız mutluluk/mutsuzluk tartışmasından sonra bunu sizinle paylaşmak istedim.
Ben mutsuzluğun istenen bir şey olduğunu, insanların aslında hep mutsuz olmak istediğini, mutsuzluktan mutluluk çıkararak yaşanıldığını, hep mutsuzken bir şeyler üretileceğini söyledim. Şairlerin, ressamların, söz yazarlarının, sanatçıların bile hep mutsuz olma isteğini ve bu sayede eser verebildiklerini söyledim.
O ise insanın mutsuzken bile mutlu olabileceğini, en kötü mutsuzluktan bile küçük bir mutluluk çıkarabileceğini, her zaman bir umut olabileceğini söyledi.
Ben bunun doğru olduğunu olması gerekenin bu olduğunu söylediğimde, bana bunun doğru ya da yanlış olmasıyla ilgilenmiyorum. Ben böyle yapıyorum ve mutluyum. Neden mutsuzluğu isteyim. Neden geçmişimle yaşayayım? Neden mutlu olmak istemeyim? dedi.
Doğru. Yanlış. Görecelidir.
Tek doğru içindekidir.
Şimdi sayın okuyucu şu soruları kendine sor.
Mutlu olmak istiyor muyum?
Mutlu olmak için ne yapıyorum?
Mutsuz olmak istiyor muyum?
Mutsuz olmak için ne yapıyorum?
Belki de bu sorular sende başka soruları beraberinde getirecek ve sorgulayacaksın kendini, geçmişini, geleceğini.
İnsan sorgulamalı.
Mutlu olunan durum, şey, kişi-ler, maneviyat, maddiyat, aşk, sevgi....
Peki mutluluğu;
Biz mi buluruz?
Biz mi keşfederiz?
Aslında hep içimizde midir?
Mutluluk hiç gitmeyen bir şey midir?
Ya mutsuzluk?
Mutluluğun tam tersi, mutlu olmama durumu, nefret, hayal kırıklığı, aldatılma...
İnsan mutsuzluktan da mutluluk çıkarabilir mi?
Çıkarabilmeli. Evet bunu yapabilmeli. Peki nasıl yapabilmeli?
Çok değer verdiğim bir dostumla uzun uzun yaptığımız mutluluk/mutsuzluk tartışmasından sonra bunu sizinle paylaşmak istedim.
Ben mutsuzluğun istenen bir şey olduğunu, insanların aslında hep mutsuz olmak istediğini, mutsuzluktan mutluluk çıkararak yaşanıldığını, hep mutsuzken bir şeyler üretileceğini söyledim. Şairlerin, ressamların, söz yazarlarının, sanatçıların bile hep mutsuz olma isteğini ve bu sayede eser verebildiklerini söyledim.
O ise insanın mutsuzken bile mutlu olabileceğini, en kötü mutsuzluktan bile küçük bir mutluluk çıkarabileceğini, her zaman bir umut olabileceğini söyledi.
Ben bunun doğru olduğunu olması gerekenin bu olduğunu söylediğimde, bana bunun doğru ya da yanlış olmasıyla ilgilenmiyorum. Ben böyle yapıyorum ve mutluyum. Neden mutsuzluğu isteyim. Neden geçmişimle yaşayayım? Neden mutlu olmak istemeyim? dedi.
Doğru. Yanlış. Görecelidir.
Tek doğru içindekidir.
Şimdi sayın okuyucu şu soruları kendine sor.
Mutlu olmak istiyor muyum?
Mutlu olmak için ne yapıyorum?
Mutsuz olmak istiyor muyum?
Mutsuz olmak için ne yapıyorum?
Belki de bu sorular sende başka soruları beraberinde getirecek ve sorgulayacaksın kendini, geçmişini, geleceğini.
İnsan sorgulamalı.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBir insan mutsuzluktan mutluluk çıkarıyorsa mutlu olmayı yanlış yerde arayıp tekrar mutsuzluğuna toslayıp çaresizlik hissettiği ve bu çıkmaz sokağı tek çıkış olarak düşündüğü için mutsuzluğundan mutluluk çıkarır ve bu insanın kendine koyduğu göremediği bir tabusudur. Eğer bir insan mutsuzluğu gerçekten istese kendine böyle bir oyun oynamaz. Mutsuzluğu isteyen insan bundan mutlu değildir herhangi bir duygu içinde değildir sadece mutsuzdur ve bu durum sadece budur. Çıkmaz sokak yok, tabu yok, oyun yok. Sadece mutsuzluk ve gerçeklik var. Sonra başlarsın üretmeye.
YanıtlaSilSamimi dostumuz mutluluk/mutsuzluk üzerine olan düşüncelerini ve fikirlerini bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz. Burada anlatmak istediğimiz şey; siz değerli okuyucularımızın, sizin yaptığınız gibi, biraz daha düşünüp hayat hakkında mutluluk/mutsuzluk üzerine ne istediklerine karar vermeleri yada en azından düşünmeye sevk etmekti.
YanıtlaSil