Hayat
büyük
Senden
daha büyük
Ve sen
ben değilsin
Gideceğim
yolun uzunluğu
Gözlerindeki
mesafe kadar
Olamaz
sanırım fazla kaçırdım
Çekiliyorum
Köşedeki
benim
Spot
ışığındaki ben
İnancımı
kaybediyorum
Seni
kaybetmemeye çalışıyorum
Ve
yapabilir miyim bilmiyorum
Olamaz
sanırım fazla kaçırdım
Yeteri
kadar konuşamadım
Güldüğünü
duydum sanki
Şarkı
söylediğini duydum sanki
Denediğini
gördüm sanki
Her
fısıltı
Uyanma
saatimdeki
İtiraflarımı
seçiyor
Gözümü
üzerinde tutmaya çalışıyorum
Yaralı
ve kayıp kör bir aptal gibi
Olamaz
sanırım fazla kaçırdım
Çekiliyorum
Düşün
bunu
Asrın
ipucusu
Düşün
bunu
Düştüğüm
hata
Beni diz
çöktürdü
Tüm bu
fantaziler
Havada
uçuşsa ne olurdu
İşte
şimdi fazla kaçırdım
Güldüğünü
duydum sanki
Şarkı
söylediğini duydum sanki
Denediğini
gördüm sanki
Ama o
sadece bir rüyaydı
O sadece
bir rüyaydı..
Operasyon
odasının ağır kan kokusu içerisine uyanıyorum. İki adet loş ışık tavanda,
yaklaşık milyon civarı ışık hüzmesi hastanın göğüs kafesinin içerisini
aydınlatıyor. Oda ısısı 16 derece. Etrafta derin bir sessizlik var.
Nereyi
diksek kanıyor.
Nereyi
onarsak tekrar yırtılıyor.
İşin
içinden çıkamıyoruz. Arkada çalan o ezgi, Tanrı ile olan bu münasebete yardımcı
olamıyor.
Tansiyon
30. Hastayı kaybediyoruz diyor anestezi tarafından bir ses.. Duymuyorum.
Terliyorum. Yüzümün yarısı kan. Maskemin sol yanından ağzımın içine giriyor.
Demir kokusu.. Ölüm ile ilgili yazılmış bir çok yazıya, şiire, romanlara inat
mücadelemize devam ediyoruz. Pupilleri reaktif değil, hasta soğuyor..
Aort
diseksiyonu bu.
Yaklaşık
1 saat önce acil serviste muayene ettiğim, gözlerinin içine baktığım, merak
etme her şey iyi olacak, seni ameliyat edeceğiz dediğim o insanı şimdi
kaybediyorum.
Ben
yalancı mıyım?
Peki ya,
neden her şey olması gerektiği gibi ilerlemiyor?
Açıklayamadığımız
ne?
Elimizden
geleni yaptık cümlesinin yok eden şey ne..
Kader.
Ritm
yavaşlıyor, kalbin kontraksiyonları iyice bozuluyor. Her şey bitiyor.
Üzüntü. Nefret. Çaresizlik. Kırgınlık. Ölüm. Korku.
Her şeyi
bir anda hissediyorum. Dışarıda dört gözle hastanın sağlığına kavuşmasını,
ameliyatın iyi geçmesini, benden gelecek o haberi duymak isteyen o kadar çok
insan var ki..
Kan ter
içerisinde önlüğümü çıkarıp dışarı çıkıyorum. İşte bana doğru geliyor umutlu
yüzler.
Hayatta
en zorlandığım anlar bu anlar. Keşke ben ölseydim dediğim.
Başlangıç
ve bitiş olguları birbirine çok yakındır. Hayat kendi döngülerine sahiptir.
Kışın her şey son bulur ve baharda tekrar başlar. Tırtılın son dediği şeye
dünya kelebek der..
Kaybettik.
Sonraki
zamanın gerisi karanlık.
yutkunamadım....
YanıtlaSil